Yıllarca doğal doğumdan kaçtık; videolar izledik, büyüklerimizin yakınmalarına kulak verdik ve ister istemez doğal doğumdan korkmaya başladık. Sezaryenden medet umduk; bir ihtimal epidural doğuma sığındık. Acı çekmekten de bebeğimizin sağlığından da endişelendiğimiz için doğal doğumla aramızdaki mesafeyi koruduk.
Tıp geliştikçe, doğal olana duyulan ihtiyaç arttıkça doğal doğumun faydalarını yeniden duymaya başladık. Doğanın dizayn ettiği gerçekliğe daha bir inanır olduk. İyi ki de değişim bu yönde seyretti ve biz doğal doğuma yeniden tutunduk.
Doğal doğumda, anne adayına “gerekmediği takdirde” dışarıdan herhangi bir müdahale yapılmaz. Elbette hem annenin hem de bebeğin sağlık durumu yakından izlenir, kontrol elden bırakılmaz. Ancak anesteziye yer verilmez doğal doğum sırasında, süreç hormonların kontrolüne bırakılır. Doğum; anne ve bebeğin en hazır olduğu sırada kendiliğinden gerçekleşir.
Doğal Doğumun Faydaları Göz Ardı Edilemez
Doğal doğuma giren anne adayına anestezi verilmez, gebenin doğuma aktif olarak katılması sağlanır. Diğer bir deyişle anne adayının bebeğin gelişini ve vücudundaki mucizevi değişimi deneyimlemesi mümkündür.
Anne adayı hareketlerinde özgür olur, kontrol hormonlardadır ve anne de doğuma psikolojik olarak hazırdır; bu nedenle doğum kimi zaman çok kısa sürede bile gerçekleşebilir.
Doğal doğum süreci tamamlandığında anne bebeğinin dünyaya geldiği anı hafızasına mühürler. Bebeğini kucağına aldığı anı hayatı boyunca yaşadığı en özel an olarak ömür boyu hatırlar. Hemen emzirir bebeğini ve aralarındaki bağı sonsuza dek kurar. Yorgun olsa bile silinir tüm yorgunlukları, mutluluk en baskın duygu haline gelir.
Doğum sonrasında da anne doğal doğumun faydalarını deneyimlemeye devam eder. Anestezi almadığı için sersemlik hali yaşamaz, oksitoksin hormonu sayesinde enerji yüklü olur. Doğumdan çok kısa süre ayaklanabilir ve eve dönüş yolculuğu başlar.
Doğal doğumun her geçen gün farklı bir yararı keşfedilmektedir. British Medical Journal’da yayımlanan bir araştırma sonucunda doğal doğumla dünyaya gelen bebeklerin yetişkinlik dönemlerinde obezite, astım ve diyabet gibi kronik hastalıklara yakalanma risklerinin sezaryenle dünyaya gelen bebeklere oranla daha az olduğu ortaya çıkarılmıştır.
Doğal doğumun diğer bir şaşırtıcı faydasının da UCP2 proteiniyle yakından ilişkili olduğu bulunmuştur. Doğal doğumla dünyaya gelen bebeklerin beyinlerinin UCP2 protein salgısını tetiklediği ve beyin gelişimi için bu proteinin çok önemli fonksiyonlara sahip olduğu sonuçları elde edilmiştir. Araştırmalara göre bu protein; bellek, öğrenme, mekânsal farkındalık ve stres tepkisine ilişkin davranışları düzenlemektedir!
Bu nedenledir ki bebeğin ve anne adayının sağlığının elverişli olduğu durumlarda ilk önce doğal doğum tercih edilmelidir. Elbette anne adayının tercihleri de çok önemlidir; ancak doğal doğumun doğanın en büyük mucizesi olduğu ve insan vücudunun doğal doğum yapabilecek şekilde evrimleştiği unutulmamalıdır.